Piyasalar kritik virajda TL üzerindeki baskıyı artırıyor
Birol BOZKURT
14 Mayıs’ta yapılan birinci sınıf cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesinde yükselişe geçen ve seçim sonrasında da bu yükselişini sürdüren dolar kuru, 20 TL’yi geçerek tüm zamanların rekorunu kırdı. Uzmanlar, yılın ikinci yarısından sonra doların 24-25 TL’ye kadar çıkabileceğine dikkat çekiyor.
Merkez Bankası da ikinci tip Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi faiz kararını 25 Mayıs’ta açıklayacak. Piyasa uzmanları faiz kararında değişiklik beklemiyor. Ancak seçimlerin ardından Merkez Bankası’nın faiz politikasında değişiklik yapıp yapmayacağı merak ediliyor.
Dolar/TL yeni haftaya rekorla başladı
Üç günlük tatilin ardından iç piyasalar, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci sağlık oylamasına bir hafta kala son süreci başlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yaptığı açıklamalarda faiz indirimlerine devam edeceğinin sinyallerini verdi. TCMB nakit avans düzenlemesini CNN International’a geri çekti. Dolar/TL ise ilk kez 20 seviyesini kırarak rekor kırdı.
Erdoğan’ın faiz açıklamasının ardından Perşembe günkü TCMB toplantısı ve Pazar günkü seçim öncesi dolar/TL yeni haftaya 20’leri kırarak rekor kırarak başladı. Dün yüzde 4,3 gibi orta bir artışla 20,6588’e yükselen dolar/TL, daha sonra bazı kazanımlarını geri vererek 19,82’de istikrar kazandı. Bu bilgiye göre TL, dolar karşısında seçim öncesine göre yüzde 1,24 değer kaybederken, depremden bu yana yüzde 5, yılbaşından bu yana yüzde 5,6 değer kaybetti.
Piyasalarda TL’nin olması gerekenden daha değerli olduğu yorumları ve daha fazla değer kaybetmesi beklentisi döviz talebini artırırken, ekonomi yönetiminin durağan olarak nitelendirdiği bu sistemde Merkez Bankası rezerv kaybetmeye devam ediyor. TL.
Döviz talebi döviz kuru üzerinde baskı oluşturuyor
Cet Yatırım Hazine Müdürü Yalaz Özkanlı, hem kurumsal hem de bireysel döviz talebinin kur üzerinde güçlü baskı oluşturduğuna dikkati çekerek, “Bu iç talebe rekor düzeydeki cari açık da eklenince ortaya çarpıcı bir dış istikrar tablosu çıkıyor.
Öte yandan, döviz kurunda ölçülü bir yükseliş eğilimini sürdürmenin bedeli ise Merkez Bankası rezervlerindeki son haftalarda hızlanan düşüş oldu. Özellikle net rezerv varlıkların ulaştığı seviyenin prestiji ile rezervlerde gözlenen bu düşüş eğiliminin sürdürülebilirliğinin düşük olduğu söylenebilir.
Bu nedenle seçim sonrası maliye politikası ve kredilerle ekonominin soğuduğu, kurlarda reel bir düzeltmenin daha yukarılara doğru yaşandığı ya da her ikisinin de aynı anda gerçekleştiği bir senaryo gündeme gelebilir.” dedi.
Yılın ikinci yarısında dolar 24-25 TL’ye kadar çıkabilir.
Merkez Bankası’nın faiz politikasında değişiklik beklemediğini söyleyen Özkan, şöyle devam etti; “Vadeli piyasalarda fiyatlama, böylesi bir krizden sonra Türkiye ekonomisinde daha sürdürülebilir bir istikrara kavuşmak için yılın ikinci yarısında dolar kurunun 24-25 TL aralığına yükseleceği beklentisine işaret ediyor. düzeltme. Ancak bu gidişat büyük ölçüde seçim sonrası inşa edilecek yeni ekonomi politikası çerçevesine bağlı olacaktır.
Seçim belirsizliği ortadan kalkana kadar TCMB’nin para politikasında anlamlı bir değişiklik yapmasını beklememeli; Bu nedenle 25 Mayıs Para Politikası Kurulu toplantısında değişiklik kararı alma ihtimalinin son derece düşük olduğunu düşünüyoruz.”
Enflasyonu düşürmek için politika değişikliği şart
Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, Merkez Bankası’nın ikinci tip seçimlerden önce herhangi bir değişiklik yapmasını beklemediklerini belirterek, “Para politikası perspektifi gevşek bir mali duruş üzerine kurulu ve bunun enflasyon etkileri dengelenmeye çalışılıyor. bankacılık düzenlemeleri ile Mevcut siyasi konjonktürde normalde bu yaklaşımın devam etmesi bekleniyor. İkinci ilacın nasıl sonuçlanacağına dair belirsizlik, çıkar politikası iddiasında bulunma eşiğinde değiliz.
Ekonominin %43,7’lik enflasyon ve negatif reel faiz oranları kavramı içinde değerli kırılganlıklara maruz kalma eşiği çerçevesinde enflasyonu düşürmek için ortodoks politikalar gerekli görünmektedir. Yeni ekonomik perspektifin dayandığı büyüme, faiz oranlarında artışa izin vermiyor. TCMB politikalarının değişip değişmeyeceği tamamen seçim sonuçlarına bağlı olacaktır” dedi.
Türk bankalarının HSBC tarafından değerlendirilmesi
HSBC Global Research, raporunda Türk bankalarının sermaye oranlarının kur ve aktif kalitesine olan duyarlılığını değerlendirdi. HSBC, değerlendirdiği Türk bankalarının tamponlarının kur artışını ve sorunlu kredileri karşılamaya yettiği sonucuna vardıklarını vurguladı.
“Analizlerimize göre tüm özel bankaların, mevcut sermaye tamponları ve karşılıklarının da etkisiyle, USDTRY 29.00’a ve takibe dönüşüm oranı ortalama yüzde 4.5’e ulaşana kadar asgari CET-1 gerekliliğini yüzde 8.5 seviyesinin üzerinde tutması gerekiyor.
USDTRY baz senaryomuz olan 24.00’in üzerine çıkarsa bu, bankaların enflasyona endeksli gelirlerinin daha yüksek olduğu ve sermaye tamponlarının hızla yeniden doldurulduğu anlamına gelir.” ‘ kendi USDTRY’si, sıkıntılı kredi faizleri dikkate alınıyor.’ diye de sözlerine ekleyerek kendi voltaj testlerini yapabileceklerini vurguladı.